Milli ve Manevi Değerlerimiz Nelerdir? 10. Sınıf Konusunu Farklı Bir Açıdan İnceleyelim
İzmir’de yaşayan, biraz esprili ama derin düşünen bir genç olarak, her zaman gündelik hayatta karşımıza çıkan küçük ama derin meseleleri mizahi bir dille anlatmayı seviyorum. Hani o anlarda insan “Bu ne ya, hayat işte!” diye söylenip sonra düşündüğünde aslında her şeyin bir anlamı olduğunu fark eder ya… İşte, tam da böyle bir şey. Şimdi gelin, 10. sınıf derslerinden birine, yani Milli ve Manevi Değerlerimiz Nelerdir? konusuna biraz mizah katıp bakalım.
Milli Değerlerimiz: Türk Bayrağı, Atatürk ve “Bu Ülke Hepimizin” Duygusu
Milli değerler, insanın kimliğini oluşturan, kültürel mirası içinde barındıran şeylerdir. Tabii ki, 10. sınıfta bu konuyu işlediğinizde öğretmeninizin gözlerinde o meşhur “Şu çocuk bir şeyler diyecek ama!” bakışlarını görmekten de kaçamıyorsunuz. Neyse ki ben, tarihsel bilince sahip, vatanını seven, bayrağına saygı duyan biriyim… Ama yeri gelince de espri yapmadan edemem!
Örneğin, Türk Bayrağı’nın her dalgalandığında içimde bir gurur duyuyorum. Ama bir de o durum var: Bayrağımızın dalgalandığına bakarken bir anda kafamda “Ya bu bayrak bir şeyler anlatıyor gibi!” diye düşünürken, arkadaşımın “Abi bayrak sadece bayrak, başka bir şey değil” demesiyle büyük bir hayal kırıklığına uğramışlığım vardır.
Gerçekten de, Türk Bayrağı ve Atatürk’ün mirası gibi milli değerlerimiz, kültürümüzün en önemli parçalarıdır. Atatürk’ün devrimleri, Cumhuriyetimizin temelini atarken bizlere özgürlük, eşitlik ve demokrasi gibi evrensel değerleri hediye etmiştir. Ama işte, bazen insan 10. sınıf derslerinde “Atatürk ilke ve inkılapları” konusunda fazla kafa yorarken, aklından da “Acaba öğretmen bunu daha nasıl anlatabilir?” diye geçirebiliyor.
Ve tabii ki, bir Türk genci olarak “Bu ülke hepimizin!” diyerek, milli birlik ve beraberlik duygusunu hissetmek gerek. Her sokakta, her mahallede, o eski komşuluk ilişkilerini hâlâ yaşayan insanlar gördükçe, bu değerlerin hayatımıza nasıl dokunduğunu çok daha iyi anlayabiliyoruz.
Manevi Değerlerimiz: Sabır, Yardımlaşma ve Hayatın Anlamı Üzerine
Gelelim manevi değerlerimize… Valla, manevi değerler her zaman daha derin olmuştur benim için. Ama eğlenceli bir bakış açısıyla da yaklaşmak gerek. Mesela bir arkadaşım var, “Hayatta en çok neye değer verirsin?” diye sorulduğunda, hemen “Telefonuma!” diyor. Bunu söylediği anda, ben tabii ki başımı iki elimle tutuyorum, çünkü bizim kültürümüzde manevi değerler o kadar önemli ki, insan sadece ‘tık tık’ yaparak telefonuyla konuşmaz; o telefonda bir sevgi, bir bağlılık olmalı!
Gerçekten de, manevi değerler dediğimizde, önce sabır gelir. Kayınvalidenin o sürekli “Aman çocuklar, sabırlı olun!” söylemleri… İlk başta komik gelse de, zamanla hepimizin hayatında “Sabır” diye bir şey olduğunu fark ediyorsunuz. Hele o gergin anlarda, stresli bir sınav öncesinde, “Şu an sabır sınavımı geçiyorum!” diye düşündüğünüzde bir bakıyorsunuz, her şey yolunda.
Tabii, Türk toplumunda yardımlaşma da önemli bir değer. Mahalledeki komşunuzun, ihtiyaç sahibi birine yardım etmek için yürüyüşe çıktığını gördüğünüzde, aslında toplumun birbirine ne kadar bağlı olduğunu daha iyi anlıyorsunuz. Ancak ben bazen içimdeki “düşünür” tarafımla şöyle düşünüyorum: “Ya gerçekten birinin ihtiyacı varsa, ama o kişi bir şeyler istemiyorsa, bunu nasıl anlayabilirim? Yardım etmek zor mu?” Tam o sırada, “Biraz empati yap, biraz da gerçekçilik!” diye kendime iç sesimle sesleniyorum.
“Ooo, Hadi Oradan!”: Günlük Hayatımızda Milli ve Manevi Değerler
Bir de tabii, bu değerler günlük hayatımızda en komik şekilde karşımıza çıkabiliyor. Mesela, bir arkadaşımın, “İkram ediyorum!” dediği çayı, diğer arkadaşımın istemeyerek ama nazikçe kabul etmesi. O an gözlerimde, “Güzel işte, bu da bir yardımlaşma şekli” diye düşünüyorsunuz ama bir yandan da “Gülmeyin, gülmeyin!” diye kendinizi tutuyorsunuz. İnsanın bazen gerçekten de “Yardımlaşmak” diye bir kavramı tam olarak anlaması, ama hayatın karmaşasında bunu bir şekilde becermesi gerekiyor.
Bir de hepimizin aşina olduğu o meşhur “Yanında oturan komşunuzu selamlamadığınızda yaşanan durum!” var. Yani, her sabah okula giderken, bir komşuya “Günaydın!” demek, o kadar basit ama o kadar önemli ki. Bu, manevi değerlerin ne kadar önemli olduğunu anlatan bir örnek aslında. Yani o komşuyla göz göze gelmek, bazen bir anlam taşır, bazen ise sadece bir bakış olur ama bu küçük jestler, içimizdeki saygıyı büyütür.
Sonuç: Milli ve Manevi Değerler Her Yerde
Sonuç olarak, milli ve manevi değerlerimiz 10. sınıfın derslerinde öğretildiği kadar basit değil. O kadar derin ki, hayatımızın her köşesine işliyor. Türk Bayrağı’na her bakışımız, Atatürk’ün ilke ve inkılaplarını her hatırlayışımız, sabır ve yardımlaşma gibi manevi değerler, bizim kimliğimizi oluşturuyor. Ancak bu değerleri yaşarken, bazen biraz espri yaparak, günlük hayatta karşımıza çıkan komik durumları da mizahi bir dille değerlendirmek gerekiyor. Sonuçta, her şeyin bir dengesi var: Hem ciddiyet hem de eğlence!