Hasta Bakım Parası: Gelecekte Ne Değişecek? Birçok insan, hasta bakımı konusunda en çok merak edilen sorulardan birini sorar: Hasta bakım parası almak için nereye başvurulur? Ama asıl soru bence şu: Bu süreç zaman içinde nasıl evrilecek ve bizler bu değişime nasıl adapte olacağız? Sağlık ve bakım hizmetlerinin geleceği üzerine düşündüğümde, insanlık adına çok heyecan verici bir vizyon ortaya çıkıyor. Ama bir taraftan da derin bir soru var: Acaba gelecekte hasta bakımını nasıl daha iyi ve daha adil bir şekilde sunabiliriz? Beyin fırtınası yapmaya değer bir konu, değil mi? Bugün, hasta bakım parası almak için başvurulacak yerler belli olsa da, her…
Yorum BırakDeniz ve Macera Yazılar
Sivas Hafik Merkez Nüfusu: Bir Kasabanın Hikayesi Hafik, Sivas iline bağlı küçük bir ilçe, fakat büyüklüğü kadar içindeki insanlar ve onların yaşamları da büyük. Peki, Hafik’in merkez nüfusu ne kadar? Bu sorunun cevabını verirken, sadece rakamlara değil, kasabanın tarihine, insanlarının günlük yaşamına ve kasabanın değişen demografik yapısına da göz atmak gerek. Hafik’in Yükselen Nüfusu: Bir Değişimin İzi Sivas’ın merkezine 44 kilometre uzaklıkta yer alan Hafik, 2023 yılı itibariyle yaklaşık 10.000 kişilik bir nüfusa sahip. Ancak, bu sayı sabah akşam değişen bir tabloyu yansıtıyor. Yaz aylarında köylerden şehre çalışmaya gelen göçmen işçiler, Hafik’in nüfusunun geçici olarak artmasına neden oluyor. Kışın ise…
Yorum BırakFiligranlı Kâğıt: Bir Varoluşsal Yansıma Hayatımızda gördüğümüz her şey, aslında yüzeyin çok ötesinde bir anlam barındırabilir mi? Tıpkı bir filigranlı kâğıdın ardında, basit bir desenin çok daha derin anlamlar taşıyor olması gibi. Peki, varoluşsal bir bakış açısıyla, insanın yaşamına dair anlam arayışı, bu ince işçilikle yapılan desenlerin gizeminde nasıl bir yer edinir? Filigranlı kâğıt, zamanla estetik bir formdan öte, insanın ontolojik varlığını sorgulayan bir metafor haline gelir. Sadece bir objeye bakmak, onun gerisindeki varlık halini görebilmekle ilgilidir. Ontolojik Perspektiften Filigranlı Kâğıt Filigranlı kâğıt, varlıkla ilgili bir çelişkiyi ifade eder. Kâğıdın saf görünümü, sadece üst yüzeyini gözlerimizle algıladığımız bir dünya sunar.…
Yorum BırakŞeyhülislam Dürrizade Abdullah Fetvası: Adaletin ve İnsafın Arasında Bir Seçim Bir zamanlar İstanbul’un tarihi sokaklarında, zengin ve fakir, hükümdar ve halk, herkes aynı gökyüzüne bakarak aynı hayalleri kurardı. Ama hayallerin rengi, her birinin farklıydı. O zamanlar, Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti, büyüklüğü ve kudretiyle dünyaya hükmediyor, fakat içinden geçen bazı meseleler, halkın ruhunu yavaşça sorgulamaya başlıyordu. İşte bu zorlu dönemde, her biri farklı bakış açılarına sahip iki kişi, bir fetvayla karşı karşıya kaldı: Şeyhülislam Dürrizade Abdullah’ın fetvası. İki karakter vardı bu hikâyede. Ali ve Ayşe. Ali, keskin zekâsıyla tanınan, her şeyin mantıklı ve çözüm odaklı bir şekilde halledilmesi gerektiğini düşünen bir adamdı.…
Yorum BırakBeş Hececiler: Aruz mu, Hece mi? Edebiyatın Derinliklerinde Bir Yolculuk Hayatın her alanında, bazen derin anlamların kaybolduğu, bazen de farkında bile olmadan geçip gittiğimiz anlar vardır. Biraz daha dikkatli bakarsak, karşımıza çıkan her şeyde bir iz, bir hikâye ve elbette bir çatışma bulabiliriz. Türk edebiyatının önemli köşe taşlarından biri olan Beş Hececiler de, tam olarak bu çatışmanın ve dönüşümün örneğidir. Aruz mu, hece mi? Bu basit sorudan yola çıkarak, onların hem edebi hem de toplumsal bağlamda nasıl bir iz bıraktığını derinlemesine incelemek, belki de günümüzün sanatsal ve kültürel birikiminde kaybolmuş anlamları yeniden keşfetmek anlamına gelir. Beş Hececiler: Toplumun Dönüşümüne Bir…
Yorum BırakVaz’ı Cedid, Osmanlı İmparatorluğu’nda 18. yüzyılın sonlarına doğru başlatılan bir reform hareketinin adıdır. Bu terim, kelime olarak “yenilik” ya da “modernleşme” anlamına gelir ve daha çok, özellikle eğitim, ordu ve yönetim alanlarında yapılan değişikliklerle özdeşleşmiştir. Osmanlı’da Batı’nın etkisiyle şekillenen bu yenilikçi akım, toplumsal yapıyı ve Osmanlı yönetim anlayışını derinden etkilemiştir. Peki, Vaz’ı Cedid’in ardında ne yatıyordu? Bu hareket, sadece askeri bir reformdan mı ibaretti, yoksa toplumun tüm kesimlerinde uzun vadeli değişimlerin önünü mü açtı? Vaz’ı Cedid, özellikle Sultan III. Selim döneminde belirginleşen bir düşünce ve hareketler bütünüdür. Ancak, bu yenilikçi yaklaşımın kökleri, Osmanlı İmparatorluğu’nun Batı ile temasa geçtiği 17. yüzyılın…
Yorum Bırakİngilizce Hazırlık Okuyarak Öğrenilir Mi? Küresel ve Yerel Perspektifler Üzerine Bir İnceleme İngilizce öğrenmek, son yıllarda dünyanın dört bir yanında yaygın bir eğitim hedefi haline geldi. Ancak bu hedefe ulaşmanın yolu, sadece dil bilgisi ve kelime dağarcığıyla sınırlı değil. Küresel bir dil olarak İngilizce, farklı kültürlerde ve toplumlarda değişik şekillerde algılanıyor. Bir dil, sadece kelimelerle iletişim kurmanın ötesinde, bir toplumun kültürel dinamiklerini, bireysel hedeflerini ve sosyal yapısını da yansıtıyor. Bu yazıda, İngilizceyi hazırlık sınıfı gibi bir formatta öğrenmenin küresel ve yerel perspektiflerden nasıl şekillendiğine dair bir analiz yapacağız. Küresel bir bakış açısıyla, İngilizce öğrenme süreci genellikle kişisel ve profesyonel hedeflere…
Yorum BırakEvet, evet, doğru duydunuz. Hazır giyim yazılırken, önce kelimeyi doğru yazmalısınız. Çünkü yanlış yazılmış bir “hazır giyim”i giymek, bir düğmeyi iliklememek gibi bir şeydir. Her ne kadar hayatınızdaki diğer şeylerde dikkatli olmasanız da (mesela diyet veya spor), kelimelere biraz özen göstermek, günlük stilinizi yazın dünyasında da harika gösterecektir! Hazır giyim konusu, her ne kadar “başka bir dünya” gibi dursa da, aslında oldukça pratik ve bir o kadar da eğlenceli bir meselenin ta kendisi. Hadi şimdi bu kelimenin doğru yazılmasından, Türkçe’nin bu “gizli modasına” kadar her şeyin etrafında biraz dolaşalım. Şimdi bir hayal kurun: Bir erkek ve bir kadın hazır giyim…
Yorum BırakSibel Can’ın “Hayat Söz Müziği”: Bir Kadın ve Bir Erkeğin Çıkmaz Yolu Bir gün, bir parkta yürürken, kenarda durup huzur içinde dinlenen bir kadının, gözlerinde kaybolmuş derin bir boşluk gördüm. Her ne kadar dışarıdan sakin görünse de, içindeki fırtınayı hissedebiliyordum. Yanına yaklaşıp, ona bir şeyler sormak istedim ama bir an düşündüm: Acaba soracaklarım, o derin sessizliği bozabilir miydi? Bir kadının yaşadığı yalnızlık, bazen sözlere bile ihtiyaç duymaz. Belki de her şey bir şarkı gibi, kelimelere dökülemeyen duygularla akıp gider. O anda, Sibel Can’ın yıllar önce seslendirdiği “Hayat Söz Müziği” şarkısı aklıma geldi. Bir kadının yaşadığı içsel çatışmalar ve aynı zamanda…
Yorum Bırak